‘Güçlü Bir Ardahan Lobisi’ diyen Ardahanlı İş İnsanları ve Sanayiciler ile Ardahan Gazeteciler Cemiyeti heyeti olarak İstanbul Valilisi, Şişli, Esenyurt ve Kocaeli Dilovası Belediye Başkanları ardından İstanbul Çekmeköy ve Sancaktepe Belediye Başkanlarını ziyaretleri ardından ARSİAD ve AGC olarak yapacağımız önemli ziyaretlerin koşuşturması arasında uydu üzerinde, ulusal yayın yapan TEMPO TV’de hazırlayıp, canlı olarak sunduğumuz GAZETECİLERLE GÜNDEM adlı son programıma konuk ettiğim önemli bir sivil toplum örgütü haline gelen TÜMKİAD Başkanı Nihat Tanrıkulu ile birlikte iş dünyasını masaya yatırdıktan sonra bir hayli yorulup, uzandığım yatakta sabahlarken aldığım ilk haberle uykuya doymuş, gözlerim fal taşı gibi açılıyordu.
Buna neden ise daha bir kaç hafta önce İsrail’e insansız hava araçları gönderip, alan Kadınların yanı sıra Kürtlerin ve Azeri kökenli insanlarının yanı sıra dünyanın büyük bölümünün yönetim anlayışından rahatsız olduğu Mollaların yönettiği İran’ın cumhurbaşkanının, dışişleri bakanının ve diğer bir iki önemli isimin Muhsin Yazıcıoğlu’nun hayatını kayıp ettiği gibi bir helikopterin düşmesi ardından hayatlarını kayıp ettikleri yönünde ki haberlerdi.
Evet, Hamas’ın İsrail’e attığı füzeler arından bölgeyi yeniden kana boyamasına neden olduğu füzelerin, silahların ana kaynağı bir ülke olarak suçlanan ve daha bir kaç hafta önce dronlarını İsrail’e göndermesiyle bir anda tüm bölgeyi olduğu gibi dünyayı endişelendiren ama ne olduysa bir anda sanki hiç bir şey olmamış gibi gündemde düşen İran’ın Cumhurbaşkanı ve Dışişleri Bakanı ile önemli yetkililerinin gittikleri baraj açılışında dönüşe geçerken bindikleri helikopterlerinin düşmesi sonucu hayatlarını kayıp ettikleri haberleriyle haftanın ilk gününe sarsılarak uyanıyorduk.
Bingöl Dağları’nın Erzurum il sınırları içinde kalan kuzey yamaçlarından doğan ve memleketim Ardahan’ında olduğu bölgeye hayat veren ve nice acılara şahit olmuş Aras Nehri’nin geçtiği alana yapılan barajın açılışına giden ve bu aralar araları düzelmeye başlanan Azerbaycan’ın Cumhurbaşkanı Aliyev ile birlikte iki ülke sınırında bulunan İstanbul Üsküdar’daki kule ile aynı ismi taşıyan Kız Kalesi ve Hudaferin barajlarının açılışını yapan İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi açılış töreni sonrası dönüşte bindiği Amerika yapımı helikopterin bilinmeyen bir neden ile düşmesi sonucu kendisiyle birlikte olanlarla hayata veda etmişti.
Başta bir türlü bitirip, sonuçlandıramadığı Atom Bombası yapımı olmak üzere uygulamada olan molla yönetimi anlayışı dolaysıyla başta Amerika olmak üzere dünya tarafından yıllardır Ambargo altına alınan altı petrol kaynamasına rağmen insanları yoksulluktan kıvranan İran’ın insansız hava araçları olmak üzere birçok konuda çok güçlü olmadığını da ortaya çıkaran bu haftanın ilk önemli haberinin diğer bir önemli yönü de yöneticilerinin iç politikada sıkıştığında küfür ettiği Amerika’ya ait bir helikopterde cumhurbaşkanını kayıp etmesiydi.
Evet, Erzincan İliç’te toprak altında kalan insanları hala bulmayan mevcut iktidarımızın çok övündüğü ve seçim malzemesi bile yaptığı ve benimde bu olayın hemen ardından kısa sürede ortaya koyduğu başarısıyla ‘bravo’ dediğim Akıncı İHA’nın hayatını kayıp eden İran Cumhurbaşkanını taşıyan helikopterin yerini bulduğu haberlerinin de bol bol pompalandığı ve bu önemli olayı gölgede bıraktığı saatlerde ele aldığım bu yazımı yazarken yazıma en uygun başlığın, ‘Küfür ettiğin Amerika’nın Helikopterin de ölmek olur mu?’ idi.
Evet, bu talihsiz ölüme bir insan olarak üzülürken ‘Küfür ettiğin Amerika’nın Helikopterin de ölmek olur mu?’ sormakta gerekir..
Çünkü dün demediğini bırakmadığın, düşman olarak ilan ettiğin bir devletin teknolojisiyle havalanan bir araçta ölmek yaşanan ölümlerden daha ağır sanırım..
Bilmem ama hala helikopterini kullandığın ortaya çıkan küfür ettiğin Amerika’ya ve senin yönetim anlayışına karşı çıkan, ‘bizi de dinle, insan haklarına, hakka, hukuka saygı göster’ diyenleri hain ilan etmekle geride ne bıraktığını da sormakta gerekir rahmetliye..
Ve hala neden düştüğü belli olamayan, yabancı ülke menşeli benzer bir helikopterde ölen Muhsin Yazıcıoğlu gibi bir sonla karşılaşan rahmetinin başında olduğu İran’ın ve senin geride bıraktıklarının muhtaç olduğu, açılışını birlikte yaptığın Türkiye’den gelen Aras Nehrinin suyunun biriktiği barajları birlikte açtığın komşu cumhurbaşkanının babadan kalma makamda oturup, gitmese de, eşini kendisine yardımcı etse de aynı bölgede ülkene sınır komşun olduğunu keşke ölmeden anlayabilseydi..
Ve milyonlarca Azeri Türk soydaşının ülkende yaşadığı Azerbaycan cumhurbaşkanına endişeli gözlerle son olarak bakarken şimdi sağ olmasan da kendi helikopterinde değil, küfür ettiğin Amerika menşeli helikopterin de ölen seni en kısa sürede bulan Türkiye ile sinir değil, sınır kardeşi olduğunu unutmaktansa, milyonlarca Kürdü, Azeri Türkü ve kendi insanını, kadınını ezmektense o insanları ve kendini yaşatmak daha iyi değimliydi ey rahmetli olan cumhurbaşkanı..